İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın istihdam ihtiyacını karşılamak üzere, Türkiye ile Federal Almanya arasında 30 Ekim 1961 tarihinde işgücü anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma mukabilince Almanya’ya önce misafir işçi olarak giden Türkler, ailelerini geride bırakmışlardır. Bu misafir işçiler daha sonra yabancı vatandaş statüsüne erişmişlerdir. Türkler Almanya’da hemen hemen her önemli şehirde yoğun bir şekilde yaşamakla birlikte, sanayi merkezlerinde sayıları daha yoğundur. Frankfurt, Berlin, Köln, Hamburg, Düsseldorf ve Münih Türk azınlığın yaşadığı Almanya şehirlerinin başlıcalarıdır. Bugün Almanya’da üçüncü hatta dördüncü nesil Türkler hayatlarını sürdürmektedir. Bugün Türkler Almanya’nın siyasi ve toplumsal hayatında gerek sivil toplum örgütleri gerek siyasi partilerdeki rolleriyle aktif durumdadırlar.
Yaşadıkları cografyalarda önemli bir ekonomik,sosyal ve siyasal potansiyele sahib olan Avrupalı Türkler altyapısı olan iyi egitim almış beyin gücünede sahibtirler.
TC Devleti yetkilileri Avrupalı Türkleri sadece ülke’ye döviz getiren Alaman’cı gurbetçiler yaklaşımı ile üvey evlat muamelesi yapmamalıdır.
Avrupalı Türkler olarak,yaşadıgımız yabancı ülkeler’de Müslüman ve Türk kimligini koruma ve yaşatma noktasında verdigimiz mücadelede Türkiye bize yalnız olmadıgımızın hissiyatını vermelidir.
TC ‘ini yöneten irade sahibi bürokratlarımız yaşadıgımız batı Avrupa ülkeleri ile yapılan antlaşmalarda kendi milletinin vatandaşlarının menfaatlerini ön planda tutmalıdırlar..
Bakın bu konuda TC.Anayasamız ne diyor?
Dikkatinize.!
Anayasanın 62. Maddesi (Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları)
Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı
olunması için gereken tedbirleri almakla mükelleftir…
Batı Avrupa cografyasına gelişimizin,62.yıldönümü kutlu olsun..
Avrupalı Türkler her daim var olsun..
KONAD Bşk.
Sait Özcan.