FRANKFURTTAN GÜNEYDOĞUYA ADIM ADIM

Frankfurt´tan başlayarak Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi ve uzun yıllardan beri hayal ettiğimiz Türkiye’mizin Güneydoğu kadar tüm Anadolu’yu adım adım turladık.

KÜLTÜR - 31-10-2022 23:17 985 kez okundu.

FRANKFURTTAN GÜNEYDOĞUYA ADIM ADIM
Advert

 

Ege Bölgesinde gezmediğimiz köy, gezmediğimiz kasaba kalmadı Kazdağıları, Ayvalık, Karaburun, Balıkıova, Türkiye’mizin en çok oksijen bölgelerinin başında geliyor.

Eşimle beraber Güneydoğu Anadolu turuna çıkarken Avrupa Olay Gazetesi okuyucularını da yanımıza alalım dedik. 5 gün sürecek ve her gün asgari 10.000 ile 15.000 adım atacağınız bu güzel turumuza gelin beraber çıkalım. Ayaklara kuvvet diyoruz.

İlk durağımız Adana. Uçaktan indiğimiz gibi sabah kahvaltısında yediğimiz kebap ciğer ve Adana kebabı ile turumuzun ilk günü başlıyor.

Ulu Cami, Büyük Saat, Sabancı Merkez Cami, Taşköprü gezimizin ardından bizim turumuz için otobüs ile Doğu ve Batı arasında geçiş noktası olan Adıyaman’da yediğimiz öğle yemeğinden sonra otelimize yerleşiyoruz.

Minibüslerimize binerek Nemrut Dağında gün batımı için Kahta’ya doğru hareket ediyoruz. Yollar dar olduğundan otobüsler çıkamıyor, bu yüzden minibüsler ile çıkılıyor. 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı 1987 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmiştir.

Nemrut Dağı’nı bu kadar değerli yapan, üzerinde bulunan antik mezar, anıtsal heykeller, mimari kalıntılar ve benzersiz manzarası. Eski çağlarda dağın yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I.Antiochos, Tanrılara atalarına minnettarlığını göstermek için Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarını burada bırakmış.

Kommagene Kralı I.Antiochos tüm kültürleri birleştirmeyi hedefleyen bir kraldı. Bu amaçla başka kültürlerin tanrılarını bir araya getirecek heykeller yaptırmış 10 metreyi bulan heybetli heykeller ve metrelerce uzunluktaki kitabelerin yükseldiği dağda ayrıca dünyanın en muhteşem gün doğumu ile gün batımını hayranlık ve şaşkınlık içerisinde izledik.

Turumuzun 2. gününde Atatürk Barajı, Diyarbakır-Hasankeyf-Midyat-Mardin- Adıyaman ve Şanlıurfa illeri arasında sulama amaçlı olarak 1983 yılında kurulmaya başlamış Ülkemizin su ihtiyacının 5 de 1’ini karşılamaktadır. Diyarbakır tarihin her döneminde de büyük uygarlıkların kültürel ve ekonomik faaliyetlerinin merkezi olarak kabul edilmiştir.

Ulu cami, Hasan Paşa Hanı, Dört Ayaklı Minare, Cahit Sıtkı Tarancı Evini gezdikten sonra Taş Köprüyü de görüp Hasankeyf´e doğru yol aldık. Dicle’nin kıyısında zamanında medreseler,  rasathane, darüşşifa ve diğer eğitim kurumlarıyla bölgenin ilim ve kültür merkezi olan Hasankeyf, ulaşım yolları ve ticaret merkezlerinin yer değiştirmesiyle zamanla önemini yitirmiştir. 1981yılında bütünüyle sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Midyat’ta konuk evini gezip,  Süryani yapımı gümüş takılardan satın aldıktan, bölgenin en iyisi olan Süryani şarabını tattıktan sonra oradan Mardin’de otelimizde konaklayıp sabah erkenden yollara döşüyoruz.

En geç sabah 08.00 gibi otobüsümüzde olmamız lazım. Akşam da otelimize 20.30 gibi dönüyor, o kadar görülecek yerler arasında bu kısıtlı zaman içerisinde günde 4 müze geziyorduk. Bölgeyi iyi tanıyan eski turizm müdürlerinden rehberimiz Hüseyin Bey bizim için büyük bir şans oldu.

3. Gün Mardin-Göbekli Tepe. Şanlıurfa sabah aydınlığınla sabah kahvaltımızı otelimizde yapıp otobüsümüze saat 08.00’de geçtik. Böyle turlarda dakika bile çok önemli. Rehberinizin verdiği saatte otobüsünüzün içinde olacaksınız, tüm tur bu saat planına göre ayarlanmış.

Mardin’in o güzel dar sokak aralarında dolaşmak insana o kadar bir keyif veriyor ki atmış olduğunuz adımları ve yorgunluğunuzu anlayamıyorsunuz. Kasımiye Medresesi, Dayrülzafaran Manastırı ve Mardin sokakları, "Gece gerdanlık, gündüz seyranlık" denilen Mardin için, camileri, kiliseleri, mimarisi, ovaları ile taş diyarların şehri Medeniyetlerin buluştuğu bu yerde Türk´ü, Kürt´ü, Arap’ı, Süryani´si hepsi huzur içerisinde bir arada yaşıyor. Kasımiye Medresesi Artuklu Döneminde başlanmış ve Akkoyunlu Hükümdarı Cihangiroğlu Kasım döneminde 1457-1502 yılında tamamlanmıştır. İki katlı, kubbeli, tek ve açık avlulu bir medresedir. Mardin yapılarının en büyüklerindendir. Detaylıca gezip muhteşem fotoğraflarını çektikten sonra (Bu arada yaşlı, genç, küçük çocuk dahil olan 24 kişilik bir grubumuz..) otobüsümüz içinde şarkılar, türküler bir ağızdan okundu.

Çok güzel bir uyum sağladığımız bu grupta iyi dostluklar da kuruldu. Mardin’de Dayrülzafaran Manastırına geçiyoruz. Mardin Ovasına hakim bir noktada bulunan Süryani Manastırı üç kattan oluşur. Manastır 5´inci yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18´inci yüzyılda kavuşmuştur. Kendimizi Mardin sokaklarına bırakıyoruz Bölgeye ait sarı kalker taşlarından yapılan Orta Çağ görüntüsüne bürünen Tarihi Mardin Evleri, adeta bir sanat eseridir. Yapımda kullanılan bu taşların en büyük özelliği, dışarının sıcaklığını evin içerisine yansıtmayışıdır.

Göbekli Tepe. İnsanlık tarihi hakkında bildiklerimizi yeniden düşünmemizi sağlayacak, yerleşik tarih anlayışını ve bilgilerini değiştirip, dinler tarihi sorgulatacaktır. Arkeolojik çalışma 1995 yılından beri Urfa Göbekli Tepe’de devam ediyor. Balıklıgöl, 150 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğinde, derinligi 3-5 metre civarında. İçerisinde efsanelere konu olan sazan türü balıklar bulunmaktadır. Rivayete göre Hz. İbrahim ateşe atıldıktan sonra bir mucize gerçekleşir. Şanlıurfa’ya gelip de sıra gecesine gitmeden de olmaz. Sıra gecesinde muhteşem organize ile hazırlanmış yöreye ait yemekler önünüze servis ediliyor. Sahne ortasında müzik eşliğinde çiğ köfte yoğuruluyor, hazırlanan köfte 300’ye yakın misafire ikram ediliyor.

4. Gün Harran- Halfeti- Gaziantep. İlk durağımız Harran´a ilerliyoruz. Şanlıurfa, coğrafi konumu nedeniyle üzerinde tarih boyunca birçok devletin ve beyliğin hüküm sürdüğü, değişik kültürlerin geçiş ve kaynaşma alanı olmuştur. Dünya’nın ve Türkiye’nin en önemli bölgesel kalkınma projesi olan GAP´ın (Güneydoğu Anadolu Projesi) merkezi durumundadır.

Haran Ovası Harran Üniversitesi ve Harran Konik evler olacaktır. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi´nde. 250 yıllık konik kubbeli evler, sayısı mimari yapısı ve özellikleriyle ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Halfeti saklı cennet 2000 yılında Birecik Barajının yapılmasıyla Fırat Nehrinin suları altında kalmıştır.

Gaziantep’te Şahinbey Milli Mücadele Müzesi,  Almacı Pazarı ve Bakırcılar Çarsısı ve Gaziantep Kalesi’ni gezdikten sonra Zeugma Müzesini ziyaret ediyoruz. Zeugma, MÖ. 300 civarında Büyük İskender’in generallerinden Seleukos Nikator tarafından kurulmuş antik bir şehirdir. Bunlardan en önemlisi de adı Zeugma ile özdeşleşen "Çingene Kızı" mozaiği muhteşem müzeden ayrılıyoruz.

5. Gün Antakya Adana. Otelde yaptığımız güzel bir kahvaltıdan sonra son günümüzü Türkiye’mizin güzel bölgelerinden olan Antakya’da Hatay Arkeoloji ve Mozaik Müzesini gezmeye ayırıyoruz. Antakya veya tarihteki adıyla Antiokheia kökenli birçok eser bugün Hatay Arkeoloji Müzesi´nin yan sıra Amerika Birleşik Devletlerinde deki Princeton Üninersitesi Sanat Müzesi, 1934 yılında Hatay Arkeoloji Müzesi´nin temelleri atılmış. 1948 yılında ziyaretçilere açılmıştır. Müzede, Paleolitik dönemden başlamak üzere kesintisiz bütün dönemlere ait çok zengin eser koleksiyonu sergilenmektedir. 

Hatay Arkeoloji Müzesi´ne teknolojiden de faydalanarak çeşitli tarihi benzetme ve canlandırma sistemleri yerleştirilmiş. Müzeden kendimizi bir anda mitolojik dönemin nice efsanesinin yer aldığı St Pierr Kilisesinde buluyoruz. St.  Pierre Kilisesi (Aziz Petrus) ve Asi Nehri´nin batısında Habibi Neccar Camiyi geziyoruz.

Antakya denince künefeyi yemeden geçmeyeceksiniz. Antakya’nın cennet köşelerinden Harbiye’de şelaleler arasında geçen keyifli zamanların ardından Samandağ’da akşam yemeğinden sonra Hatay havalimanına hareket ediyoruz.

Aramızda kalsın…Ege Bölgesi Kuşadası’nda tanınmış seyahat acentelerinden önde gelen KUŞADASI TOURS’un titizlikle yapmış olduğu organizasyon müşterilerin takdirini topluyor.

Necdet Hamdiye Karasahin Frankfurt

 

Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Fürth’de Coşkulu 23 Nisan Bayramı kutlaması

Fürth’de Coşkulu 23 Nisan Bayramı kutlaması

29-04-2024 - KÜLTÜR

Abdal Musa Cem’i yoğun ilgi gördü

Abdal Musa Cem’i yoğun ilgi gördü

27-04-2024 - KÜLTÜR