https://www.avrupaolay.com/files/uploads/user/49251.jpg
H-Karşıyakalı
Advert

Fıstık dalında değil sofrada pahalı

10-09-2024 21:40 872 kez okundu.

 

 

24 Ağustos 2024 tarihinde CHP Antep'te Fıstık Mitingi yaptı...

Bir mitingin ardından ne söylenir ne yazılır?

Bu yazıyı mitingin hemen ardından yazmıştım. "Sıcağı sıcağına" denir ya hani, öyle. Yazımı yeniden düzenlemeye ihtiyaç duydum. İlk yazının özünü koruyarak eklemeler yaptım.

Mitinge katılıp baştan sona izledim. Katılımcıların nabzı nereden, nasıl atıyor? Duyguları, düşünceleri nedir, kendi aralarında neler konuşuyorlar, beklentileri neler, dinlemeye, anlamaya çalıştım.

Kürsüden konuşmaları da dinledim sonuna kadar. Zaten iki kişi konuştu. Biri il başkanı. Kısa konuştu konuşmasına da üreticilerin dilinden de derdinden de uzaktı konuşması.

CHP bölge milletvekilleri ve Kadın Kolları başkanı ile muhalefet partilerinden EMEP Antep milletvekili Sevda Karaca'nın da katıldığı Mitingde diğer muhalefet partilerinden resmi olarak temsili katılım yoktu, kürsüden de duyurusu olmadı. Acaba neden katılmadı DEM, Sol Parti gibi partiler? Yoksa katılmaları istenmedi mi? Ya da böyle ortak bir gündemde, seçmenlerinin ortak can alıcı sorunlarında böyle bir mitinge neden ilgili olup katılmazlar?

Mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuştu. Arkasında sıra olarak dizilen bölge ve yerel hepsi erkek yöneticilerin önünde Genel Başkan Özgür Özel konuştu. Tarım sorunları kapsamında genel üreticinin sorunlarını, özelde ise Fıstık, üzüm, domates, biber, kavun ve karpuz üreticilerinin sorunlarını çarpıcı olarak dile getirdi. Genel geçer de olsa üreticiden yana konuştu güzel güzel, bağıra çağıra sesi kısılırcasına. Çok bağırmak iyi konuşma, anlaşılır olma anlamına gelmiyor. Çok somut önermelerde bulunmadı. "Çözümün adresi", "çiftçimizi üreticimizi ezdirmayeceğiz!" demek yetmiyor, yetmez de.

Şöyle ki, güzel konuştu konuşmasına da gecikmiş bir miting Fıstık ve diğer tarım üreticileri için. Çünkü çoğu tarım ve Fıstık üreticisi fıstıklarını ucuz pazara sundu bugüne kadar. Yinede gecikmeli de olsa iyi bir miting. Miting hazırlığı, duyuru ve çağrısı üreticinin yaşadığı köy ve mahallelere pek ulaşmadı. Köy köy dolaşıldığını, mitinge çağrı yapıldığını göremedim, duymadım. En azından benim köy ve yakın köylerden biliyorum, tanığım. Bu anlamda gözlemlediğim kadarıyla katılımı güçlendirici araç ve ulaşım ile iletişim sorunu yetersizdi.

Mitinge Katılımı zayıf gördüm. İstasyon meydanında boşluk çoktu. 70'li yıllarda Ecevit'in "Karaoğlan" olduğu yıllarda Antep'te İstasyon meydanındaki mitingler geldi aklıma. Mitingdeki kitlesellik, coşku ve heyecan geçti gözlerimin önünden. O günlerden eser yoktu demeyim de çok ama çok azı vardı.

Katılımın düşüklüğü üzücü elbette. Neden niçinleri üzerinde düşünmeli, sonuçlar çıkartmalı. Özellikle çok yakınan, dövünen ve bir masa başında yada sofrada, dost sohbetlerinde çok konuşan üreticiler tarafından daha iyi bir katılım olmalıydı. Örneğin, bizim köyden bir ben vardım. Kendi sorunlarına sahip çıkmayan bir toplum, bir üretici gerçekliği var. En temel sorun bu. Bunun aşılması ya da değişmesi gerekiyor. Üretenin her şeyden bağımsız üretim merkezli ekonomik ve sosyal çıkarının bilinciyle seçimini yaptığında, üretenin yöneten olup yönetimde temsil edildiğinde, yönetim işlerinde söz ve karar sahibi olduğunda bazı şeylerin değişebileceği ya da değiştiren olacağının bilince çıkması gerekir. Bunun kavranması gerekir. Miting kürsüsünden bir tane üretici, bir tane çiftçi konuşmadı, konuşturulmadı. Veyahut da konuşması düşünülmedi. İşte hepsi buraya kadar, bu kadar!

Mitingde sorunları dile getiren döviz ve pankartlar azdı meydanda. Az da olsa kimi dövizlerde sorunlar çarpıcı olarak dile getirilmişti.

İşte taşınan dövizlerden bazıları "Fıstık sofralarda, çiftçi hakkını aramakta!

Fıstıkta bereket var ama çiftçinin alınteri yok sayılıyor!

Fırat akıyor Barak Ovası bakıyor! Mutfakta yangın var!

Tüpe zam Çiftçiye gam!

Fıstık dalda, Çiftçi meydanda, Seçim yakında!"

Mitingin üzerinden iki hafta geçti. Çiftçinin sesini duyan olmadı, durumunda değişen olmadı. Hatta bu iki hafta içinde Fıstık fiyatları "nispet olsun" misali Fıstıkçılar Hali'nde daha da düştü. Gider kalemleri ise yükselmeye devam etti, ediyor. Kısacası "Fıstık tarlada ucuz, tezgahta ve sofrada pahalı" olmaya devam ediyor. Fıstık ağacı bir yıl verir bir yıl vermez. Bu nedenle çiftçiler Fıstık için "Var yılı, yok yılı" derler. Bu yıl "Var Yılı" idi ama dalında var, pazarda yoktu çiftçi için.

Düşünsenize, bir yıl içinde tüm tüketim ve üretim maliyetleri ikiye, üçe dörde katlanmışken üreticinin, özellikle de çiftçinin ürünleri geçen yılın fiyatlarının altında pazarda alıcı buluyor. Çiftçi tefeciye tüccara mahkum edilmişken konuşmak güzel, yazmak güzel ama önemli olan söylenen sözlerin, yazılan ve istenen taleplerin arkasında durmak, güçlü bir irade olmaktır.

Her şeye, olumsuz gördüğün, olmamasını istediğin her şeye omzunu silkerek, ağzını bükerek, elini başından yukarı "amaaan sendeee" deyip sözün karnında yürüyerek geçip gidersen eğer, an gelir, gün gelir kararır dünyan, karanlıkta kalırsın. Bunun farkında olmalısın. Dünyaları karartmamak, karanlıkta kalmamak için üretimden gelen gücün, düşlerinde büyüttüğün umut ışığın olsun...

Neler Söylendi?