https://www.avrupaolay.com/files/uploads/user/86513.jpg
Kübra Keçeci
Advert

KORONA ÖNCESİ VE SONRASI

08-04-2020 19:46 5378 kez okundu.

 

Hepimizi evde kalmak zorunda bırakan Korona ilk yazımdan sonra uyku düzenine değinmek istiyorum.

Aslında ikinci yazıma bir müddet sonra sizlerle buluşmayı planlamıştım ama sizlerden o kadar güzel geri dönüşler aldım ki, açıkçası bu durumun yarattığı mutluluk ikinci yazımla sizlerle bir an önce buluşmak için beni daha da motive etti.

Bundan dolayı desteğini ve yüreklendirici temennilerini esirgememiş siz değerli okuyucularıma teşekkür ediyorum.

Birçoğumuzun ev-ofis tarzına geçerek evlerinde çalışmış olduğu bugünlerde ‘evdeyiz nasılsa’ diyerek geç uyuyor ya da uyanıyor olabiliriz. Tam da yapmamız gerektiği gibi dışarı çıkmıyor olabiliriz ancak bu durum yerini ‘Nasılsa evdeyim, istediğim kadar uyuyayım’  gibi ya da ‘Geç uyuyayım’ gibi düşünce ve davranışlara kesinlikle bırakmamalı.

Çünkü bu gibi rahat kararların sonucunda ileride ciddi manada uyku problemleri yaşayabilirsiniz. Öyle ki birçoğumuzun içinde bulunduğu stres ve kaygı nedeniyle uyku problemi yaşıyor olması söz konusu olabilir. Öncelikle her gün daha önce olduğu gibi erken bir saatte uyanmaya gayret gösterin. Çünkü bu süreç atlatıldığında tekrar erken bir saatte uyanarak işe gitmemiz gerekecek.

Bu dönemde geç uyuma/uyanmaya alışmış olacaksınız ve bunun sonucunda da erken uyanamama, işe ya da okula geç kalma gibi sorunlar yaşayabilirsiniz. Ya da erken saatte uyansanız bile gün içerisinde uykusuzluk yaşama ihtimaliniz çok yüksek olacaktır. Bu da işinizde konsantrasyon problemleri yaşamanıza neden olarak, gününüzün verimli geçmesine engel olacaktır.

Akşam uyumadan önce tablet, telefon gibi elektronik eşyaların ışığından uzak kalmalısınız. Çünkü maruz kalınan ışık, beynimizin uyku için gerekli melatonin üretimini baskılar ve uykuya geçme süresini geciktirir. Ertesi günlerde maruz kalınan ışığa bağlı olarak baş ve göz ağrılarının artması da mümkün.

Aynı şekilde uyumadan önce yenilen ağır yemek türleri de uyku kalitenizi olumsuz yönde etkiliyor ve uyku kalitesini düşürüyor. Dolayısıyla uykudan önce ağır yemekler yerine daha hafif yemekleri tercih etmeli ve yemeğinizi uyumadan en az 2 saat önceden yemiş olmalısınız. Tam uyku öncesi tüketilen ağır yemek türleri uyku sağlığınızı olumsuz yönde etkilemektedir.

Şimdi, ‘Bunları ben yapıyorum ama rahatlıkla uyuyabiliyorum ya da ah evet bunları ben yapıyorum ve uyuyamıyorum’ diyenlerinizi duyar gibiyim. Bahsetmiş olduğum bu hususlar sadece uykuya dalıp dalmamanızı değil, uyusanız bile uykunuzun kalitesini etkiler. Ve bu bilgileri vermemin amacı sadece uyumanız değil, iyi bir uykuya sahip olmanızdır. Çünkü kaliteli uyku demek sağlıklı beden ve sağlıklı zihin demektir. Sağlıklı uykunun günlük modumuzdan, bağışıklık sistemimize kadar tüm metabolizmamız üzerinde etkisi bulunmaktadır.

Ancak sizlere önerilerim yalnızca bunlarla bitmiyor…

Gün içerisinde yatakta kısa şekerlemeler de yapmamanız gerekiyor, çünkü bu gece uykusunun süresini ve kalitesini de etkilemektedir. En önemlisi de gün içerisinde sabah, öğlen ya da akşam üzeri, size hangi zaman dilimi uygunsa kısa yürüyüş yapmanız. Bu yürüyüşün süresi 10-15 dakika bile olabilir ki size inanılmaz rahatlık hissi verecektir. Beyne giren temiz hava sayesinde yeni fikirler üretebilir, yaratıcılığınızı artırabilir, en önemlisi de kendinizi yenilenmiş hissederek gününüzün verimli geçmesini sağlayabilirsiniz.

Akşam uykunuz da, evde geçirmiş olduğunuz bütün bir güne nazaran daha hafif ve kaliteli olacaktır. Bunu en azından bu zamana kadar yapmadıysanız, aradaki farkı görebilmek adına bugünden itibaren yapmanızı rica ediyorum.

Evet, bizler sağlığımızı korumak için evde kalıyoruz, ruh sağlığımızı bozmak için değil. Unutmayın, bu geçici bir süreç, hayatımızın bundan sonra da devam edeceğini unutmayın ve bu süreci en verimli, en sağlıklı şekilde geçirmeye çalışın.

Sağlıcakla kalın.

Kübra Keçeci

(Instagram: kübraakececii)

Neler Söylendi?