1 Kasım 1922’de padişahlık idaresi (saltanat)‘nin resmen kaldırılması ile, İstanbul Hükümeti iş başından çekilmiş, yerine 23 Nisan 1920 senesinde Ankara’da kurulan Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne bıraktı.
Kurtuluş Savaşı’yla anayurdu düşmanlarından kurtaran Türk Milleti, 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı imzalayarak, yeni bir Türk Devleti’nin doğduğunu bütün dünyaya kabul ettirmiş oldu. Bu yeni devlet, cumhuriyetten başka bir şey olamazdı. 13 Ekim 1923’te Meclis’te yapılan görüşmeler sonrası, Ankara’nın yeni Türk Devleti’nin başkent olmasını kabul etti.
Gazi Mustafa Kemal, 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşları: İsmet İNÖNÜ, Kazım ÖZALP, Fethi OKYAR, Ruşen Eşref ÜNAYDIN, Fuat BULCA, Kemalettin SAMİ, Halit KARSIALAN’ı Çankaya’daki evine davet ederek, onlara “Yarın Cumhuriyet’i ilan ediyoruz” diyerek, yeni bir dönemin başlayacağı müjdesini verdi. O gece, sabah namazına kadar sürecek olan bir öntasarı hazırlandı. Tasarı, Meclis’te okunarak; Türkiye Devleti’nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olabileceği, Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare edileceği, Türkiye Devleti’nin hükümet işlerini Vekiller Heyeti ile yürüteceğini, tasarının ana çizgileri olarak açıklandı.
“YAŞASIN CUMHURİYET” sesleriyle 29 Ekim 1923 Saat 20:30’da Büyük Millet Meclisi’nde alkışlarla kabul edilen Cumhuriyet ilan edildi.
Cumhuriyet’in ilanı ile sıra Cumhurbaşkanı seçimine gelmişti. Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal, oy birliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.
1919 yılında Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasıyla alevlenen süreç, 29 Ekim 1923’te yurdun dört bir yanında bağımsızlık için; canla, başla mücadele etmiş Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları’nın zaferiyle sonuçlanmıştır.
Sonsuza denk, Cumhuriyet’i koruyacak düşünceleri ve ilkeleri geleceğimizin teminatı çocuklarımıza öğretmek ve yaşatmak temennisiyle ....
Mehmet ŞAŞMAZ
Öğretmen