En Çok Kasıma Yakışıyor Hüzün

H-Karşıyakalı

01-03-2017 11:00

     “Yaz geçti güz de bitti sayılır, Kasım'lı günlerin hüzünlerine sarılmışız. O Halli havalarda mevsimler yaşıyoruz.

Düşmese

O Halin kara gölgesi,

Güzelim memleketin üstüne...

Gerim gerim gerilmese siyaset…  

Adressiz olmasa demokrasi,

Sorgusuz yargısız kalsa özgürlük,

Sokakları terk etmese adalet,

Barış unutmasa bahçesinde bizi,

Daha bir güzel olurdu memleket.

Daha bir şen çocukların düşlerinde...

Yazı başka, güzü başka,

Kışı, baharı başka güzel…”

           Zamanın sarkacında aylardan kasım. Güz sonuna yaşıyoruz. Kasımın hüznü sarıyor dört yanımızı.  Güz denince akla hüzün gelir, hazan gelir, ne birde yaprak dökümü. Dışarıda yürürken yol boyu kaldırımlarda, ya da sahilde bir kordon boyu yaparken düşen yaprakların hışırtısını duyarsınız, içerde ise volta atarken hissedersiniz bunu. Kasım'a dokununca, hüzün bütün hüzünlerini kendinde topladığını duyumsarsınız. Anıları konuğumuz olur ayrı düştüklerimizin. Türküleri düşüyor dilimize, gülüşleri gülüşlerimize katılıyor. Bakışlarını omuzlarımızda hissediyoruz. Ve ellerinin sıcaklığını soğuk ellerimizde, Güneş sıcaklığında ısıtıyorlar tüm benliğimizi. Yarım kalan sımsıcak düşlerini düşlerimize katıyoruz.  Şafakta verilmiş sözler geliyor aklıma, zafere tutkun şafaklar. Özlemleri hep yüreğimizde…

“Candır can dost,
Bakışının alası,
Bende kavga,
Sende sevda yarası…” diyen Kutsiye'nin dizeleri geliyor aklıma.

        Kasım'da hüzün başkadır. Sevdiklerimizin düşleriyle ısınırsınız anılar yolculuğunda. Hüzündür bu, bazen üşütür insanı, incitir titretir. Bazen de sarıp sarmalarken tüm benliğinizi, gözleriniz yaşarır, kızarır kan çanağına döner. Kirpiklerinizin ıslandığını hissedersiniz. Yüreğinizin üşüdüğünün söylemekte bile diliniz çatallaşır. Bütün kelimeler öksüzdür. İşte bundandır, en çok kasıma yakışıyor hüzün.

     “Kasım'da aşk başkadır.” diye bir deyim vardır. Bu adla bir film bile çekilmiş kasım’da aşkı anlatan… Geçenlerde gazetede okudum. Filmi izleme şansını bulacağım yok burada şimdilik. Kasım'da âşık da olmadım. Bu nedenle bu ayda aşkın başkalığını yaşayanlara sormak gerek. Ya da Filmi izleyenler öğrenmiş olurlar belki. Ama ben Kasım'da can arkadaşımı yitirdim. Kasım ayrılığı, ayrılığın hüznünü iyi bilirim. “Hüzünle anmayacağız adlarını dese de şair, anımsadıkça, aklıma düştükçe hüzne keser her yanım. Kasım mı beni, ben mi kasımı hüzne boğdum; en çok kasımı hüzne yakışır buldum, seçmesi zor.

Güz'ün sonu Kasım. Kasım'ın durağı hüzün…  Hüzün durağında inmişim. Sevdiklerimizin, cümlesi geliyor aklıma. Dilimde Enver Gökçe'nin dizeleri:

“Sizlere selam olsun
Hastalar, mahkûmlar, sürgünler,
Öğretmeleri almış kürsüler,
Öğretmenler, sizlere selam olsun
Üniversiteliler,
Akşam haberleri,
Keten Helvası satanlarıyla memleketim. “
“Gel günlerim, gel de dol!” diyerek dökülüyor.

      Güz sonunda Kasım'ın hüznüyle kucaklıyor mektubunda bir sevgili dostum, “Telden tele mektup yolla, el salla, merhaba”. Benim Antep eline düşüyor yolum. “Dülükbaba'dan şehre girdik.” diyesim geliyor. Şahinbey köprüsünden geçip, Karayılan diyarına Kilis yollarına düşüyorum. Ayaklar çekse de adımlar da hızın kuvveti var.

“Antepliler, Antepliler,
Yiğit olur Antepliler,
Her biri bir Şahin’diler köprübaşlarında,
Her biri bir Şahin gibi düştüler yirmi yaşlarında…” destanını okuyor bir güzel dostum. Sesini duyuyorum. Kulaklarım çınlıyor. Yaşlanmayan anılar kuşatıyor beni. Bir kez daha farkına vardım ki, anılar hep genç kalıyor.

       Kasım'dayız işte, kara bir kışla kuşatılmış. Bir yanımız hüzün, bir yanımız yaşayan anılarla daha bir genç, daha bir coşkun, daha bir kararlı değişmekte ve değiştirmekte yeni bir dünya için. Gidenlerin ardından bakakaldık çoğu zaman. Onlar yürüdüler ölümün üstüne, “Ömrümüzün üstü sizde kalsın!” der gibi.

         Melih Cevdet Anday ne güzel yazmış:

 “Sevdiğim çiçek adları gibi
   Sevdiğim sokak adaları gibi
   Bütün sevdiklerimin adları gibi
   Adınız geliyor aklıma…”

      Ben hüznü en çok Kasıma yakıştırdım. Bir can arkadaşım da mektubunda “Kasım, en çok İstanbul'a yakışıyor.” demiş. Öyle ya biz hüznü kasım’da İstanbul'da yaşıyoruz.

 

DİĞER YAZILARI Hem şair hem yazar Entepli Nevin Koçoğlu 01-01-1970 03:00 “Güneşi görebilmek için karanlığı kazıyoruz!” 01-01-1970 03:00 Bir özlemdir bahar tadında yaşamak 01-01-1970 03:00 Okumak öğrenmektir 01-01-1970 03:00 Hayata Ismarladım Rastgele 2021 01-01-1970 03:00 Tüm İşçiler birlik olursa değişir dünya, değişir hayat! 01-01-1970 03:00 "Biz Olmak" deyince... 01-01-1970 03:00 Türkü Ustası Türküleriyle Türkülerde Yaşıyor 01-01-1970 03:00 KISSADAN HİSSE: DUYMAK, GÖRMEK VE BİLMEK 01-01-1970 03:00 Anneler Günü güzelliğine 01-01-1970 03:00 Güle Güle Ülkü Tamer, IŞIKLAR İÇİNDE OL USTAM 01-01-1970 03:00 GÜNE MEKTUP GÜZELLİĞİ DÜŞERSE 01-01-1970 03:00 SABRIN SELAMETİNDE ÖZLEMİN SICAKLIĞI 01-01-1970 03:00 „Güz Mevsiminde Gidenlerimize Saygıyla” 01-01-1970 03:00 Bir Ahmed Arif Güzellemesi 01-01-1970 03:00 101 Yıllık Acıya Dayanır mı Bu Topraklar? 01-01-1970 03:00 Yüreği Bir Olanın Yazgısı da Bir Olur 01-01-1970 03:00 Hasretin Gücü Olmak 01-01-1970 03:00 Bu Dünyada Olmazda Yok, Olamaz da 01-01-1970 03:00 Gündem Dersi: Barış ve Savaş 01-01-1970 03:00 Yaşar Kemal Güle Güle Usta! 01-01-1970 03:00 Rüzgar kanatlı çocuklar mevsimi 01-01-1970 03:00 Bizim Nazım Hikmet 01-01-1970 03:00 Bu Dünyada Olmazda Yok, Olamaz da 01-01-1970 03:00 “Kandan Kına Yakılmaz!” 01-01-1970 03:00 Gel Utandırma Bizi 01-01-1970 03:00