Neden kadının adı yok, ya da adı var da mı sanı yok...
O bir gazeteci, aynı zamanda televizyon haber spikeri, ve de bir siyasetçi. Afgan Parlementosu'nun da kültür başdanışmanı. Avrupa'da eğitim almış, beş yabanı dil konuşabilen, üst düzey başarılara imza atmış genç bir kadın...
Onun adı MENA MANGAL...
Hani kadın değerliydi, kutsaldı, hani kız çocukları babaları için cennetin anahtarıydı, hani cennet anaların ayakları altındaydı.
Peki niçin kadına bu şiddet, yok saymak, hor görmek ve de hiçe saymak...
Dünyanızı güzelleştiren biz kadınlar değil mi, size aşk veren , sevgi veren, evinizi yuva yapan, yatağınızı cennet yapan, hayatınıza ışık katan kadın değil mi?..
Batılı toplumlarda kadın değerli, kıymetli ve söz sahibiyken, niçin geri kalmış eğitimden ve bilimden uzak bastırılmış toplumlarda erkek uydurmasyonu sözde töreler& gelenekler ve ahlak bekçiliği, sözde şeriat adı altında kadını üzmek, dövmek hatta öldürmek?
Erkekliğinizin bir güç gösterisi mi, duruşunuz, vizyonunuz mu artıyor ya da egonuz mu tavan yapıyor?
MENA MANGAL henüz 27 yaşında; kültürlü, eğitimli, "on parmağında on marifet" derler ya tam da öyle...
Beş dil bilen gazeteci, televizyoncu, siyasetçi ve de yazar...
Ülkesindeki kızların & kadınların okutulması ve erken evlendirilmemesi için sayısız konferanslar, eğitimler veren ve bununla ilgili bir sürü kitap & makale yazmış bir yazar. Fakat ne yazık ki yaşadığı coğrafyada kendi kaderini yazamayan bahtsız bir yazar...
Eğitimli aileden gelmesine rağmen zorla evlendirmiş genç bir kadın, anlayışsız bir koca, mutsuz bir evlilik, renksiz bir hayat...
Afgan Parlamentosu'nun aynı zamanda kadın hakları savunucusu, bir tek kendini savunamıyor, hatta onu devlet bile koruyamıyor & savunamıyor. İşte bu kadar ucuz; erkek hegemonyasının güçlü olduğu bu topraklarda, kadınca mücadele vermek & nefes almak, küçücük bedeninde koca bir yürek taşımak... Zor dedim ya, işte bu kadar zor...2017'de açtığı boşanma davası sonuçlanmış, boşanmadan rahatsızlık duyan, hayatı cehenneme çeviren bir koca, bir yandan, siyaset arenasındaki gerici & şeriat sevici kara cahiller, her iki taraftan ölüm fermanı çıkarılmış ve kana susamış zalimler...
Geçtiğimiz 3 Mayıs'ta sosyal medya hesaplarından & facebooktan yaptığı paylaşımlarla, kimliği belirsiz kişi ve kişiler tarafından ölümle tehdit edildiğini açıklamasına rağmen niçin korunamaz devlet ve polis tarafından? Bu kadar mı aciz o bölgenin güvenlik güçleri?..
Ey kara cahiller & şeriatı kendi kurallarına göre oynayan sözüm ona erkekler, erkekliğinizin onurunu mu kurtarıyorsunuz? Gencecik savunmasız bir kadını, insanlık için atmaktan başka suçu olmayan o güzel kalbinden vurarak yok etmek ahlak paslı beyinlerinize iyi mi geldi ? Öbür tarafta ödül mü bekliyorsunuz şimdi; bir oda dolusu hurilerden oluşan?.. O kapkara vicdanla bu dünyada nasıl yaşıyorsunuz?..
Biliyor Muş'unuz, cehennem bile bu kadar korkunç değildir, çünkü asıl cehennem sizin çürüyen kalpleriniz...
Çok sevdiğim büyük hayranlık duyduğum Gazeteci Duygu Asena'nın yazdığı kitapta olduğu gibi gerçekten KADININ ADI YOK!.. Peki neden yok? Çünkü sevgiden yoksun kötü kalpleriniz var da ondan yok. Çünkü sevmeyi bilmeyen pas tutmuş yüreğiniz, değer vermeyen aciz beyniniz, eğitimden & kültürden yoksun hayat anlayışınız, vicdan, ahlak yoksunu yapınız var da ondan yok...
Ey çivisi çıkmış dünyanın acımasız canileri;
Henüz 27 yaşında gencecik bir kadın kısacık ömrüne sayısız başarılar sığdıran bir çok kadına ışık tutarak, onların hayatlarına dokunmuş, altına da imzasını atmış MENA MANGAL'ı el birliğiyle yok etmenin, zaferini yaşayın doya doya.
O olmayan kirli, paslı kalplerinizle....