Ve bir yılı daha geride bıraktık en çokta acısı ve nadiren de olsa tatlısıyla...Hüzünler, sevinçler, mutluluklar, kayıplar, kazançlar elde ettiğimiz, kaybettiklerimiz, yeni doğanlar yani hayatı her yönüyle yaşamaya çalıştığımız bir sene daha kayıp gitti işte avuçlarımızdan. Nasıl da çabuk geçti? Hepimizin sorduğu bir soru, göz açıp kaparcasına 2024 yılını uğurluyoruz. Oysa daha dün gibiydi onu karşılayışımız değil mi? Zamanın ne denli hızlı aktığını, değerini belli bir yaşa gelince daha iyi anlıyorsunuz dostlar…
Su misali akıp geçerken yıllar ömür sermayemizden birer birer, bizler çaresizce kapılıp zaman seline akıyoruz bir daha ki seneye doğru. Akıp giden yıllar değil; bir bakıma ömrümüz aslında, büyük bir hızla akıyor avuçlarımızdan biz farkında olamadan. Tutmak istesek ne mümkün? Amansız sonsuzluğa doğru bir akış bu! Kontrolün bizde olmadığı, sürekli ileriye doğru, asla geriye döndüremeyeceğimiz bir akış!
Karşılanan her yeni yıl benim için hüzündür aslında. Neden mi? Benim için cevabı çok basit bu sorunun. Bir yıl daha yaşlandığı için sevinen milyonların aksine ben bir yıl daha yaşlanmanın hüznünü yaşıyorum alabildiğine. Geride kalan yılı uğurlarken aslında gençliğime el sallıyorum bir bakıma. Belki de hakkını vererek ve gerçek manada idrak edemediğimi düşündüğüm bir yılı daha bitirirken hüzün doluyorum kendi iç dünyamda kim bilir? Ama hüznün yanında ne yalan söyleyeyim yeni umutlara da açıyorum yüreğimi ummanlar misali. Zira hayatımda yeniden yazmaya hazır bembeyaz bir sayfa daha açılıyor yeni yıl ile birlikte… Bu yeni sayfaya en çok güzelliklerin, mutlulukların yazılma ihtimalidir belki de beni bu denli umuda gark eden kim bilir? İşte bu düşüncelerle yollarken 2024 yılını kendi adıma, yine yeni yeniden umutla karşılamaya çalışacağım 2025 yılını hem kendim hem de insanlık adına...
2024 yılının son saatlerini yaşıyoruz hep beraber…Yaşanmış 365 gün ve 6 saati 10 dan geriye sayarak yolcu edeceğiz birazdan…Söylerken ne kadar da kolay geliyor bize değil mi? Yaşanan ve yaşayacağımız her saniye o kadar değerli ki ah bir idrak edebilsek…Sonra yiten hayatlar geliyor savaşlarda gözümün önüne, Gazze’li çocuklar, analar, babalar geliyor…Hayatının baharında sönen Narin’ler geliyor aklıma. Doluyor gözlerim, nefes alamıyorum ve sıkışıyor yüreğim!!! Bütün insanlık adına olsun bu yılki dileğim. Büyük felaketlerin savaşların olmadığı, masumların, çocukların öldürülmediği bir DÜNYA!!! Biliyorum benim dileğim, koca bir ütopya belki! Ama içimden geçen duygum da beklentimde inanın sadece bu. İşte ben bu duygularla, temennilerle ve de yalvararak yeni yıla şöyle sesleniyorum:
İnsanlık adına ne olur‘’ Hoş Gel 2025 ‘’ Bu defa yanıltma beni ne olur mu?
Hasan KÖKMEN
Yazar-Mimar
@arc_writer