Sezai Karakoç üstadın her mısrası ayrı bir anlam taşıyan ‘’Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine’’ isimli eşsiz şiirinde geçen bir cümle vardır, her okuduğumda beni inanılmaz etkileyen mısradır bu. Sizinle bugün ki hasbihalimi bu mısra üzerinden yapmak istedim sevgili dostlar. Belki yüreğimde kopan fırtınayı, dünya ve ülke olarak yaşadığımız büyük üzüntüleri, kendi dünyamda yaşadığım dayanılmaz acıyı sizlerle paylaşmak bana iyi gelecek diye düşünüyorum.
Farkındayım sizlerle hasbihale uzun süre ara verdim, ama telafi etmek adına makalelerimle sizinle sık sık görüşeceğimizin sözünü veriyorum buradan. Yazmak eyleminin benim için gerçek anlamda bir hobiden çok bir görev olduğunun da artık farkına vardım diyebilirim. Yazarak paylaşmak her şeyi; acıları, hüzünleri, sevinçleri, mutlulukları yani hayata dair her şeyi, asıl önemli olan da bu diye düşünüyorum dostlar!..
…
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır.
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır.
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır.
Senden ümit kesmem,
Kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır!..
…
Evet nerede kalbinde vicdan ve merhamet olan insanlar soruyorum başta kendime ve her birinize ayrı ayrı!.. Ne ara kaybettik insanlığımızı, kaça sattık o saf duygularımızı? Gazze’de çocuklar bombalar ile parçalanırken ‘‘NARİN’’ bedenler toprağa düşünce mi şapka düştü kel göründü anladık insanlığın çoktan öldüğünü, vicdanların ise maddiyata, güce, zorbalığa ömür boyu mahkum edildiğini gördük maalesef…İnsanlık namına bir umut kırıntısı vardı ya yüreğimde o kırıntıyı da gelip yemeye çalışıyorlar gözünü kan ve hırs bürümüş leş yiyici akbabalar!
Nereden tutulsa, nereden bakılsa anlamsız kalıyor kurulan tüm cümlelerim farkındayım bu olaylar karşısında. Nasıl başlanacak, ne söylenecek bu durumlar hakkında inanın hiç bir fikrim de yok artık. İnsanlığımdan utanacak manzaralar izliyorum her gün ibretle. Bombalar altında can veren kundakta ki bebeklerimize, çocuklarımıza, narin kızlarımıza nasıl anlatacağız bu yaşananları, nasıl hesap vereceğiz Allah’a inanın onu zaten hiç bilmiyorum. Bu yaşadığımız durum insanlığın geldiği o korkunç ve dehşet verici boşluğu da gözler önüne seriyor zaten. Vicdanın ve merhametin olmadığı içi boş insanların dünyası artık bu dünya! Gel de yaşaya bilirsen yaşa bu kokuşmuş dünya düzeninde diyorum kızarak kendime!..
Çok uzaklara gittiler ve etrafımızda çok az kaldı artık o güzel insanlar!.. Geride kalanların yüreğinde ise bırakın merhamet adında koca çınarlar bir zerre tohumun bile olmadığını üzülerek görüyorum. Üzülüyorum gelecek nesillerimiz için, kahır oluyorum çocuklarımız ve gençlerimiz için!.. Henüz vakit varken ekelim çocuklarımızın kalbine merhamet ve vicdan tohumlarını ne olur...ve sık sık sulayalım ki kurumasın asla! Her şeyden önce insan olmalarını öğütleyelim. Okumayı teşvik edelim, insani duyguları öğretelim… Hayvanları sevmeyi, ağaçları sevmeyi, doğayı sevmeyi, insanı sevmeyi sürekli tavsiye edelim bıkmadan usanmadan. Yaşantımız ile örnek olarak tabi ki! Belki de o insanlık adına kalan o son kırıntıyı kurtarabiliriz bir ümit bilmiyorum.
Kendi adıma o kadar ümitli olmadığımdan bahsetmiştim sizlere. Son zamanlarda şahit olduğum bu olaylardan ötürü bu ümitsizliğim biliyorsunuz. Ama üstadın şiirde dediği gelince aklıma ‘’…Sen’den ümit kesmem…’’ Allah’u Teala’ya münacaat edip, tevekkül ederek ondan yardım dilemek kurtuluşumuz anahtarı sanki. Elimden gelen yapabileceğim tek şey bu!. Biliyorum ki Allah (c.c) istese ve bütün dünya karşı dursa zerre miskal ehemmiyeti yok! Kahhar ismi de var O’nun en az Rahman ismi şerifi kadar azametli olan!..
Söyleyecek o kadar çok şey var ki! İnanın sayfalarca yazabilirim o kadar dolu içim. Sizlerden tek ricam; ne olur çocuklarımıza sahip çıkalım dostlar, internetin o karanlık dünyasından, fenomen adı altındaki şarlatanlardan, kolay parayı özendiren ahlak yoksunlarından uzak tutalım elimizden geldiğince…
Çok ama çok azaldı kalbinde merhamet adlı koca çınarların olduğu insanlar farkındayım!.. Üzgünüm hem de çok üzgünüm. Ama her şeye rağmen biz yeni merhamet ve vicdan çınarları yetiştirmek için azmimizi asla kaybetmemeliyiz dostlar. İnsanlık adına mücadeleye devam etmeliyiz geldiğimiz bu karanlık noktada… Karanlığa mahkum olarak kalmaktansa karanlığa bir mumda biz yakmalıyız. Evet ümidimizi kırmış, canımızı sıkmış, moralimizi bozmuş insan müsveddeleri çoğaldı etrafımızda, bizler çocuklarımızın geleceği için pes etmemeliyiz en önemlisi!.. Ben kendi adıma ahirete irtihal eden tüm masum canlardan binlerce kez özür diliyorum bir şeyler yapamadığım için…Yüce Allah’tan ise hepsine rahmet diliyorum, bağışlanmayı da umut ederek!..
Ves-selam…
Hasan KÖKMEN
Yazar-Mimar