Merhamet duygusu sende yoksa
Tuttuğun orucun ne manası var?
Sofranda yoksula yerin yoksa
Bir ay aç kalmanın ne manası var?
…
Ne güzel mısralar sevgili dostlar!..Bir Azerbaycan halk şiirinden sadece bir dörtlük paylaştım sizlerle! Şu aralar sosyal mecralarda da sıkça paylaşılıyor bu şiir. Diğer dörtlüklerini de bulup okumanızı rica ediyorum sizlerden. Zira bu harika şiirde verilmeye çalışılan mesaj o kadar güzel ve ulvi ki inanın yazacağım her cümle anlamsız kalır. Ama yine de sizinle kısa bir hasbihal edeyim istiyorum sevgili dostlar!
On bir ayın sultanı dediğimiz İslam coğrafyası ve müslümanlar için mübarek bir aydayız malumunuz. Sultanı hak ettiği gibi karşılamak, ona saygıda, sevgide kusur etmemek, ibadetlerin yanı sıra insani duyguları en üst düzeyde yaşamamız gerekir normalde. Ama gösterişe müptela bir ‘‘SÜSLÜMAN’’ topluluğuna döndüğümüzü, insanlar yanarken yan tarafta gülüp eğlendiğimizi, çocuklar bombalar altında ölürken insanlığımızdan haya etmediğimizi üzülerek görüyorum ve inanın bana kendi insanlığımı sorguluyorum geldiğimiz noktada...
Mütevazi sofralarımızı paylaşmamız gerekirken, sosyal mecralarda lüks ve israf abidesi iftar sofralarını paylaşan süslümanlara ne ara evrildik? Merhametimizi, insanlığımızı ne ara kaybettik. Bir iftar yemeğine sırf gösteriş ve beğeni uğruna onlarca yoksulu doyuracak paraları vermeyi nasıl becerdik? Nasıl bu kadar doyumsuz, memnuniyetsiz, merhametsiz insanlara dönüştük? Gerçi yaşadığımız ekonomik zorluklar bir kısım kendini zengin! zannedenlerimizi frenledi ama yine de gösterişe olan merakımız tek dişi kalmış canavar gibi içimizde bir yerlerde saklanmış ve dışarı çıkacağı günü sabırsızlıkla bekliyor emin olun…
Oruç tutuyoruz, namaz kılıyoruz belki ama soframızda bir yoksula yerimiz yok öyle mi? Bir öksüze, bir yetime, bir muhtaca vereceğimiz bir yemek bir ekmek parası da yok!!! Orucu sadece aç kalmak olarak ya da diyet yapmak olarak gören ey süslümanlar!!! Bunun hesabı sorulmayacak mı sanıyorsunuz? Bu satırları evvela kendi nefsime itafen yazdığımı da özellikle belirtmek istiyorum. Ben bu düşüncelerle israfa ne kadar karşıysam, çevremdeki insanlara bir parça ekmeğin önemini anlatmaya çalışıyorken maalesef popüler kültüre esir olmuşlara bu durum çok saçma gelebiliyor. Elinde bir parça kuru ekmek ile, bombalar altında yaşama tutunmaya çalışan o küçük kızın gözünden süzülen yaşlardan habersizlere veya asgari üceretle ya da emekli maaşıyla evine ekmek götürme mücadelesi veren amcaların teyzelerin çaresizliğine öylece bakanlara ne diyebilirim ki? Ondandır benim bir parça ekmek kırıntısının dahi israfına tahammül edememem!..
Saygıyı, sevgiyi, merhameti, insanlığı hızla kaybeden bir topluma doğru dönüşüyoruz hızla…Bir an önce kendimize gelmemiz, kendi değerlerimize sahip çıkmamız, insanlığımızı hatırlamamız gerekiyor. Yani diğer on bir ayı sultana mahcup edeceksek tuttuğumuz orucun kıldığımız namazın ne manası var!!!
Ves-selam…
Hasan KÖKMEN
Yazar-Mimar