Kıymetli dostlar malumunuz 10-16 Mayıs tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ‘’Dünya Engelliler Haftası’’ olarak kutlanıyor. Bu hafta içinde kamu ve özel sektör marifeti ile çeşitli farkındalık oluşturacak programlar, konserler, toplantılar, sempozyumlar, kermesler vs. belki de yüzler hatta binlerce etkinlik düzenleniyor. Buna hiçbir itirazım yok tabi ki de… Benim itirazım bu farkındalığın bir hafta olarak sınırlı kalması sonrasında ise engelli kardeşlerimin kaderine terkedilmesine; bu konuyu sizinle hasbihal etmek için oturdum klavyemin başına bakalım neler dökülecek gönlümden, gönül dünyalarınıza…
Hep söylenir balık verme, balık tutmayı öğret diye. Toplumumuzda yaygın bir sözdür. Açıkçası benim de sevdiğim bir söz olduğunu söylemeliyim. Balık verene de saygım sonsuz elbette. Bazen balık da verilmesi gerekir ihtiyaç sahibi insanımıza…Ama asıl olay istihdam yaratacak projeler üretmek, ihtiyaç sahibi olan tüm insanlarımızı bunlara engelli kardeşlerimizde dahil olacak şekilde imkanlar oluşturmak olduğunu düşünüyorum.
Bunun için başta kamu eliyle olmak üzere, özel sektöründe taşın altına elini koymasıyla birçok sosyal farkındalık projeleri yapılabilir ve istihdam alanları açılabilir ihtiyaç sahibi kardeşlerimiz için. Hem bunun için öyle uçuk bütçelere, yatırımlara da gerek yok kanımca. Sadece doğru planlama, farkında olan yöneticiler, dayanışma yeterli çözüm adına. Kamu da istihdam noktasında çok mesafe kaydedildi yapılan projelerle. Konulan engelli personel çalıştırma zorunluluğu işe yaradı ve bu sayede bir çok engelli kardeşimizin hayatına olumlu anlamda dokunulmuş oldu. Elbette bu kotanın biraz daha arttırılması gerekir. %3 olarak uygulanan bu kotanın en kısa sürede %5 bandına çekilmesi en büyük dileğim. Bu noktada özel sektörde de denetimler arttırılmalı ve teşvik edici uygulamalar ile engelli istihdamının arttırılması, özel işletmelerde de iş koluna bağlı olarak engelli istihdam kotasının uygulanmasının mutlaka sıkı bir şekilde takip edilmeli diye düşünüyorum.
Sonuç olarak engelli kardeşlerimizin sorunları bir güne (3 Aralık Dünya Engelliler Günü) ya da bir hafta içine (10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası) sıkıştırılmadan her gün dile getirilmeli ve sosyal farkındalık projeleri ile engelli kardeşlerimizin topluma en iyi şekilde entegre olmaları sağlanmalıdır. Bunun için toplumun her kesiminden insanlarımızın bu soruna eğilmeleri ve çözüm yolları üretme adına çalışmaları gerekiyor. Engelli adını kullanmaktan başka bir şey yapmayan tabela derneklerinin yerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız , Valiliklerimiz ve Belediyelerimizin önderliğinde sağlam yapıların oluşturulmasının önemini buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Hepimiz birer engelli adayıyız madem yürüdüğümüz bu hayat yolunda; yarın ne olacağını, başımıza ne geleceğini bilemediğimiz için sağlığımızın kıymetini bilmeliyiz. Engelli kardeşlerimizin yaşadığı sorunları, ruh hallerini, mücadelelerini görüp empati yapabilmeliyiz. Daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya için hepimiz çok ama çok çalışmalı ve mutlaka çevremizde ki engelli kardeşlerimizin farkında olmalıyız. Küçük dokunuşlarla hayatı güzelleştirmeli ve renk katmalıyız. Farkında olarak ve yardımcı olarak birlikte başarabiliriz.
Hasan KÖKMEN
@edebiyle_yazar