İnsanı insanlığından utandıran, üzen olaylar, yaşanmışlıklar vardır bu dünyada. Çocuklara yönelik cinsel istismar, emek hırsızlığı, şiddet, kötekle terbiye davranışı, açlıkla terbiye etme yaklaşımı buna örnektir. İnsana eziyet etmek, insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayarak onu ezmek buna örnektir. Uyuşturucu pazarlamak, bunun Pazar kavgasını vermek, insanı, insanlığı zehirleyen bu maddeyi korumak, satmak ve Pazar alanı oluşturmak, bundan nemalanmak buna örnektir. Haksız yere kendi egemen çıkarları için bir başka ülkeyi işgal etmek, onun tüm yeraltı ve yerüstü zenginliklerini gasp etmek, o ülkenin tüm değerlerini işgal kültürü ve ahlakı ile yağmalayıp talan etmek, bunu yaparken de her yaştan ve her cinsten insanın ölümüne, savaş işkencesine maruz kalmasını sağlamak buna örnektir. Acı çeke çeke insanların ölümüne tanıklık için bu örnekler daha da çoğaltıla bilinir.
Tüm bunlar toplumsal bir çürümenin, yozlaşmanın, bozulmanın sonuçlarıdır. Burada dayanışma yoktur. Burada paylaşım yoktur. Burada insanlık yoktur. Ama insandan umut kesilmiş de değildir. Bu olaylara, bu sonuçlara karşı dayanışmayı, insanlığı bayrak edinmiş, insani olan her şeyi koruyan ve sahiplenen, insan yanımızda diri durmaktadır. Zalimin zulmüne karşı direnmek onuru, insanlık suçlarına karşı direnme onuru, insanın insana yabancılaşmasına karşı mücadele insanlığımızı koruyan ve geliştirendir. Bu onurun paylaşımı, bu dirençle dayanışma buna küçükte olsa bir katkıdır. Bu toplumun bir çelişkisidir. Toplumsal bir çelişkidir. İyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, onurla onursuzluğun, gerileyen ile gelişenin, çürüyen ile yeşerenin çelişkisi ve çatışmasıdır. Biz iyiden, güzelden, doğrudan, gelişenden ve yeşerenden yana olacağız. Gelecek umudu bundadır. Geleceği bu umutlarla bakacak, kazanacağız. İnsanlık kazanacak. Bunda kuşkuya yer bırakmamak gerekir.
İşte bunun bir örneğini daha Gaziantepliler yurt dışında Almanya’nın Frankfurt’ta gösterdiler. Her yıl düzenledikleri dayanışma etkinliklerini günden güne zenginleştirmekte, büyütmekteler. Özellikle son 5 yıldır Hiçbir karşılık beklemeden insanlara yardım etmek, gerçekten ihtiyaç duyduklarını karşılamak amaçlı değerlendirmektedirler. Örneğin ilk yıl engelsiz bir yaşam mücadelesine katkı için yürüme engelli insanlara araba için değerlendirdi Antep’te. Sonraki yıl Lösemili hastalar için bağışladılar. Geçen yıl Frankfurt’ta yaşayan Gaziantepli gurbetçiler Gaziantep GAP Görme Engelli Okulu için bir araya geldi. Düzenlenen gecede elde edilen gelirle Gaziantep GAP Görme Engelliler Okulu’nun sınıflarına masa ve sandalye alındı. Alınan masa ve sandalyeler GAP Görme Engelliler Okulu’nda düzenlenen tören ile okula teslim edildi. Bu yılda Frankfurt Gaziantep derneği 7 İşitme Engelli çocuklara Gaziantep Şirehan Otelinde düzenlenen törenle ses olma projesinde ses oldular. Bu törene katılma, yaşanan dayanışmanın yapmış olduğu etkiye tanıklık etme onuruna sahip oldum. Bu dayanışmaya bir nebzede olsa katkımın olması beni mutlu ettiği kadar, manevi huzurumu büyüttü. Bu anlamlı ve önemli adım Engelsiz bir yaşam, engelsiz bir dünya olması çabasına, mücadelesine önemli bir katkı, önemli bir dayanışmadır. Her kuruma, her kesime örnek bir adım. İnsana yatırım, insanlığa bir katkıdır. İhtiyacı olana elini uzatmaktır. Engelsiz yaşama mücadelesi merhamete değil, dayanışmaya, paylaşmaya ihtiyacı vardır. Bu sesi duyanlara, bu sese ses katanlara, ellerini uzatanlara, başta Frankfurt Gaziantep Dayanışma Derneği yönetim kuruluna, üyelerine, desteklerini sunanlara teşekkür ediyorum. Kendilerini kutluyorum.
Birliğin ve dayanışmanın gücü her şeyden daha büyüktür.