Değerli okuyucularım, toplum olarak insanın duygularının incindiği, yok olduğu pes denilecek zor zamanları hep birlikte yaşıyoruz.
Ayıp, ahlak, kültür, anne babaya saygı, sevgi bitti. Geniş aile kavramı neredeyse bitti. Yitirdiğimiz her değerin ardından bizlere bireysellik, egolar, hırslar kaldı. Öyle ki, içinde yaşadığı topluma karşı herhangi bir sorumluluk taşımayan, kendine dönük bireyler kural tanımaksızın bunu bir şova ve şovmenliğe dönüştürmeye başladılar.
Toplumsal değerler olarak zikredilebilecek olan, sevgi-saygı, hoşgörü, özgürlük, adalet-eşitlik, kardeşlik, yardımlaşma, doğruluk, çalışkanlık, misafirperverlik, şefkat ve merhamet sahibi olmak ve kültürel mirasa sahip çıkmak yeni nesillere ulaştırılması gereken önemli değerlerdendir.
Oysa toplumu bir arada tutan, harç vazifesi taşıyan yok olurken, nezaket, saygı, toplumsal değerler, insanı insan nitelikler, kısacası insanlık bittiğini üzülerek görüyoruz. Bu günleri arayacağımız, daha kötü diye nitelendireceğimiz dönemleri göreceğimizin sinyalini veren bir zaman içerisindeyiz.
Dünyada ve ülkemizde yaşanan baş döndürücü teknik gelişmeler, toplum hayatı yerine birey temelli yaşam tarzının oluşması, bireylerin yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda bir hayatı arzulaması sadece akademik açıdan başarılı bireylerin yetiştirilmesinin yeterli olmadığını, insanî değerleri benimsemiş bireylerin yetiştirilmesi açısından insan hayatında gerçek eğitiminin ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Gelecekte varlığını sürdürmek isteyen her millet değerlerine, millî kültürüne vb. sahip çıkmakta, çağdaş düşüncenin ve bilimin önderliğinde kültürlerini geliştirmeye, yaygınlaştırmaya ve gelecek nesillere aktarmaya çalışmaktadır.
Allah’a her zaman duam, bizleri iyi insanlarla bir araya getirmesidir. Onların sayıları da maalesef çok az kaldı. Her birey şov ve şovmenlik için yarış halinde. Gördüklerimi ve yaşadıklarımı üzülerek yazıyorum, umarım bu kötü olaylardan olumlu dersler çıkartırız. Karşılaştığımız olumsuzlukların bir daha yaşanmaması için hep birlikte çaba sarf eder, toplum ortak değerlerimizin mücadelesi verme yolunda ortak adımlar atarız.
Çağımızda, ahlakî ve vicdanî sorumluluklarının bilincinde dinî ve millî değerleriyle barışık, dünya problemlerine kayıtsız kalmayan kalbinde sevgi ve saygı duyguları taşıyan sorumluluk alan, adalet, merhamet ve edep sahibi bir nesil yetiştirmek suretiyle birlik ve beraberliğimizin, huzur ve mutluluğumuzun kaynağı olan tüm değerlerimize sahip çıkabilir ve bizden sonraki nesillere de bozulmadan aktarılmasını sağlayabiliriz.
Şovmenler nedir ?
Şovmenler, sahne performanslarıyla izleyicileri eğlendiren, güldüren ve etkileyen kişilerdir. Şovmenler genellikle şu tür performanslar sergiler:
Komedi: Stand-up komedyenler, skeç komedyenleri, mizah yazarları ve parodi sanatçıları gibi.
Müzik: Şarkıcılar, enstrüman çalan sanatçılar, grup performansları ve müzikal tiyatro oyuncuları.
Sihirbazlık: İllüzyonistlerin, sihirbazların ve mentalistlerin gösterileri.
Dans: Profesyonel dansçılar, koreograflar ve dans grupları.
Tiyatro: Aktörler, sahne sanatçıları ve monolog performansçıları.
Hokkabazlık ve Akrobasi: Sirk sanatçıları, jonglörler, trapez sanatçıları ve diğer fiziksel yeteneklere dayalı performanslar.
Şovmenler, izleyicileri eğlendirmek, düşündürmek ve bazen de duygulandırmak amacıyla çeşitli yeteneklerini sergilerler. Televizyon programları, festivaller, tiyatrolar, konserler ve diğer etkinliklerde performans sergileyebilirler.
TOPLUMU BOZAN ŞOVMENLER NE DEMELİ
Toplumda olumsuz etkiler yaratan veya toplum normlarına aykırı davranışlarda bulunan şovmenler, çeşitli şekillerde toplum tarafından dışlanabilir ve dışlanmalılar, eleştirilebilir veya yasal yaptırımlarla karşılaşabilirler. Bu tür şovmenler, bazen kariyerlerinin zarar görmesiyle, bazen de daha ciddi sonuçlarla karşılaşabilirler. İşte toplum bozan şovmenlerin karşılaşabileceği bazı olasılıklar.
Toplumsal Tepki
Toplumun genel normlarına ve değerlerine aykırı davranışlar sergileyen şovmenler, sosyal medyada ve kamuoyunda büyük tepki çekebilirler. Bu tür tepkiler, şovmenin kariyerini olumsuz etkileyebilir ve itibar kaybına yol açabilir.
Medya, bu tür şovmenlerin olumsuz davranışlarını haberleştirerek eleştirebilir ve toplumun dikkatine sunabilir.
Yasal Yaptırımlar
Şovmenlerin davranışları, yasaları ihlal ediyorsa, yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler. Bu yaptırımlar para cezaları, hapis cezası veya meslekten men edilme gibi cezaları içerebilir.
Özellikle halkı kışkırtma, nefret söylemi, ahlaki kurallara uymama veya benzeri suçlar söz konusuysa, hukuki süreçler devreye girebilir.
Toplum bozan şovmenlerin karşılaştıkları tepkiler ve sonuçlar, davranışlarının ciddiyetine ve toplumsal normlara ne kadar aykırı olduklarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak, toplumun tepkisi ve yasal yaptırımlar, bu tür davranışların yaygınlaşmasını önlemek amacıyla önemli bir rol oynar.
ANNE BABALARIN TOPLUMA UYGUN OLMAYAN ŞOVLARI
Anne ve babaların ilgi çekici ancak topluma uygun olmayan şovlar yapmalarının arkasında çeşitli nedenler bulunabilir. Bu davranışlar, kişisel, psikolojik, kişilik bozukluğu sosyal veya kültürel faktörlerden kaynaklanabilir. İşte bu tür davranışların bazı olası nedenleri.
Anne ve babalar, dikkat çekmek ve kendilerini öne çıkarmak için toplum normlarına aykırı davranışlarda bulunabilirler.
Sosyal medya çağında, beğeni ve takipçi kazanma arzusu, ön planda olma ve kendini gösterme arzusu kişileri sınırları zorlayan veya şok edici davranışlara yönlendirebilir. Bazı ebeveynler, kendi eğlenceleri, ego, hırs veya tatminleri için bu tür şovlar yapabilirler. Bu, kişisel zevk ve heyecan arayışının bir sonucu olabilir.
Narsisistik eğilimleri olan kişiler, kendilerini sürekli olarak ilgi odağı yapmak isteyebilirler ve bu da toplum normlarına aykırı davranışlar sergilemelerine yol açabilir.
Bazı kişilik bozuklukları, bireylerin toplum normlarına aykırı davranışlar sergilemesine neden olabilir. Bazı ebeveynler, toplumsal yaşam ve değerler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayabilirler.
Eğitim seviyesinin düşüklüğü veya kendini eğitmeyen bireylerin, toplumsal yaşama aykırı davranışlar sergilemesine neden olabilir.
Bireyler, kendilerini ifade etme özgürlüğünü yanlış anlayarak topluma aykırı davranışlarda bulunabilirler. Sosyal medyada veya başka platformlarda dikkat çekerek para kazanma amacı, bazı ebeveynleri bu tür davranışlara itebilir.
Bu tür davranışlar, genellikle kısa vadeli kazançlar veya tatminler sağlayabilir, ancak uzun vadede ebeveynlerin ve çocuklarının sosyal ilişkilerini, itibarını ve ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, ebeveynlerin topluma uygun davranışlar sergilemeleri, hem kendi hem de çocuklarının sağlıklı gelişimi için önemlidir.
ANNE, BABA VE ÇOCUKLAR
Topluma uygun olmayan ve ilgi çekici şovlar yapan anne ve babaların çocuklarına verdikleri etkiler, genellikle olumsuz ve uzun vadede ciddi sonuçlar doğurabilir. İşte bu tür ebeveyn davranışlarının çocuklar üzerindeki potansiyel etkileri.
Çocuklar, ebeveynlerini rol model olarak görürler. Topluma aykırı davranışlar sergileyen ebeveynler, çocuklarına bu tür davranışların kabul edilebilir olduğunu öğretebilirler. Çocuklar, ebeveynlerinin davranışlarını taklit ederek benzer şekilde dikkat çekmeye çalışabilir ve topluma aykırı davranışlar sergileyebilirler.
Sürekli dikkat çekme ve normlara aykırı davranışlar, çocuklarda duygusal istikrarsızlığa ve güvensizliğe yol açabilir. Çocuklar, ebeveynlerinin davranışları nedeniyle akranları tarafından dışlanabilir veya alay konusu olabilirler. Bu durum, sosyal izolasyon ve yalnızlık duygularına neden olabilir.
Toplum normlarına uygun davranışları öğrenemeyen çocuklar, sosyal ortamlarda uygun şekilde nasıl davranacaklarını bilemeyebilirler. Davranış problemleri ve duygusal istikrarsızlık, çocukların akademik başarılarını olumsuz etkileyebilir. Odaklanma ve disiplin eksikliği, okul performansında düşüşe yol açabilir.
Sürekli stres ve olumsuz çevresel faktörler, çocukların zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Topluma aykırı davranışlar sergileyen ebeveynler, çocuklarına doğru ve yanlış arasındaki farkı öğretemeyebilirler. Bu durum, çocukların sağlıklı bir değerler sistemi geliştirmesini engelleyebilir.
Çocuklar, ebeveynlerinin davranışları nedeniyle ahlaki karmaşa yaşayabilirler. Hangi davranışların doğru olduğunu anlamakta zorluk çekebilirler.
Ebeveynlerinin sürekli dikkat çekme ve normlara aykırı davranışlarını gören çocuklar, ebeveynlerine olan güvenlerini kaybedebilirler. Sürekli değişen ve belirsiz davranışlar, çocukların istikrarlı bir aile ortamı bulamamalarına neden olabilir.
Olumsuz rol modeller, çocukların gelecekteki kariyer ve hayat seçimlerini olumsuz etkileyebilir. Çocuklar, ebeveynlerinin izinden giderek benzer davranışlar sergileyebilirler. Toplum normlarına uygun davranışları öğrenemeyen çocuklar, ileride toplumsal uyum sağlamakta zorlanabilirler.
Ebeveynlerin bu tür olumsuz davranışlarının çocuklar üzerindeki etkilerini en aza indirmek için, ebeveynlerin kendi davranışlarını gözden geçirmeleri ve gerektiğinde profesyonel yardım almaları önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarına olumlu rol modeller olması, onların sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmelerine büyük katkı sağlar.
ANNE VE BABALARA ÇOK GÖREV DÜŞÜYOR
Sevgili Anne Babalar, sizlere çok görev düşüyor. Onlar bizim çocuklarımız ilk önce kendi muhasebemizi yapalım. Çocuklarımız bizleri takip ediyor, biz biz olabiliyor muyuz öncelikle kendimizi gözden geçirelim. Lütfen çocuklarımıza sahip çıkalım.
Gaziantep’e izin için geldiğim ilk günler de sosyal alanda ve toplumsal kurallar hakkında devamlı sohbet ettiğim çok kıymet verdiğim kardeşim diyebileceğim bir arkadaşımla kahve içerken bana, ‘Zamanım yarım saat kaldı sohbet çok güzel ama yarın devam ederiz’ diyerek izin istedi. Ben de iş adamı olan kardeşime, ‘Ne tarafa gidiyorsun’ diye sordum. Bana, ‘Çocukları yaz dönemi etüdüne yolluyorum, onları şu semtten, şu okuldan alacağım’ dedi. Ben de neden okullarının son yılı değil de şimdi etüde yolluyorsun. Daha küçük değiller mi? Neden yaz tatilini evde geçirmiyorlar’ dedim.
Bana, ‘Kardeşim, ben şöyle düşünüyorum. Çocuklar ne kadar eğitim alırsa o kadar iyi, yalnız daha önemlisi, sabah döneminden akşam saatine kadar telefondan uzak kalıyorlar. Etütten çıkınca eve geliyorlar, yemek yiyorlar, hemen uyuyorlar. Bu da eşimle benim bulduğumuz, çocuklarımızı sosyal medya ve oyundan kurtarma yolunda etkili bir çözüm oldu. Hafta sonu da çocuklarımı alıp bir yerlere götürerek aynı yönde devam ediyorum’ dedi.
Bir anne baba çocuklarını korumak için elinden geleni yapmalı ve takip etmeli. Çünkü sosyal medyada dengesiz karaktersiz, utanmaz, ahlaksız, düzenbaz insanlar da var. Küçücük çocukların bu mecraları kullanan kötü niyetli kişiler tarafından kandırıldığını, çok üzücü olayların yaşandığını her gün okuyoruz, duyuyoruz. Henüz bilinç ve kişilikleri oluşmamış çocuklarımızı bu kötü niyetli insanlardan koruyalım.
Lütfen çocuklarımızla çocuk olalım, Biz Olalım..