“Bağımlı Damat Kurban Gelin”
Herkese merhabalar,
Bu yazımda özellikle yurt dışında sıklıkla yaşanan, gözlemlediğim problemlerden bir tanesini dile getirmek istiyorum.
Aslında pek değinilmeyen ama evliliklerde önemli rol oynayan, ilişkilerin bir başka olmazsa olmazı anne ve babalar. Özellikle belli başlı konulara tehlikeli yaklaşımları ve bunların getirmiş olduğu zararlı sonuçlar.
Bu yazıyı kaleme almamın sebeplerinden bir tanesi, ebetteki farkındalık yaratabilmek ve yaşanabilecek acı durumları mümkünse önleyebilmek. Çünkü altını çizerek belirtmek istiyorum ki, iyi niyetle bile yapılan bu hatalar feci şekilde sonuçlanabiliyor.
Konumuz, ailelerin sorunlu yani madde (uyuşturucu, alkol vb.) bağımlılığı olan çocuklarını ‘evlenince düzelir’ mantığıyla yanlış zamanda, yanlış bir metotla evlendirmeleri.
Böyle benzer durumlarda, kötünün her derecesiyle karşılaşıyoruz; kötü, daha kötü ve kötünün de kötüsü...
Buradaki problem, kişilerin sahip olduğu rahatsızlık ya da sorundan da ziyade, bu sorunların başka insanların hayatlarına mâl edilmesi. Bunun sonucunda da kurtarılmak ya da belki de başından savılmak istenen evladın daha kötüye gitmesiyle birlikte kişinin hem kendisini, hem ailesini, hem de hayatına aldığı kişiyi ve onun ailesini paramparça etmesi.
Evet, sözüm ona iyi niyet ile bir yuva kurdurulması amacı ile evlendirilen kişilerin, yaşamış olduğu sıkıntılar bir aileyi parçalayabiliyor. Aslında bu konunun önemi temelinden kaynaklı.
Her anne-babanın arzusudur çocuğunun mutlu bir yuvaya sahip olduğunu görmek. Ancak eşitsizlik üzerine kurulan bu yuvalarda pek de mutluluk mümkün olmuyor...
Belki üzerinde çok durulmadığı için önemsiz görülüyor ancak, toplumda rastlanılan örnek sayısı hiç de az değildir çocuğu madde kullanan/bağımlısı olan birçok ailenin ‘’evlenirse düzelir’’ diyerek bu yola çıktığı. Ya da ‘’çok az kullanıyor zaten’’ diyerek geçiştirip üstünü kapatması.
Çözümü evlilikte görülen böyle her olayın sonunda, aileler olarak bahsediyorum burada ama aslında bütünden öz’ e bakıldığında hepsi birer parçalanmış hayatlar olarak çıkıyor karşımıza. Evladının parçalanan hayatını gören hangi anne babanın mutlu olduğu görülmüş?
Hatayı düzeltmenin peşinden gitmek yerine başka bir hatayla telafi edilmeye çalışılan bu tür evlilikler de, anne-babalar evlatlarına aslında eş adayı değil, evlendirmek üzere bir kurban arıyorlar ve en fazla mağduriyete uğrayan yine kadınlar oluyor…
Satış psikolojisini bilirsiniz, bir ürünün çekiciliği ne kadar fazla ise o kadar rağbet görür. Aslında ürünün kaliteli olup olmayışı değildir önemli olan, sadece sunuluşu ve çekiciliğidir.
İşte bunu konumuza uyarladığımızda, günümüzde yurt dışına bakış açısını hepimiz az çok biliyoruz… Birçok aile de bu durumu kullanarak, burada hiç yaşamamış ve yurt dışını daha iyi bir ‘fırsat’ olarak gören farklı ülkelerden gelen gelinler arıyorlar kendilerine…
Yurt dışının bir cennet ya da kurtuluş yeriymişçesine görülüp, sırf sadece yurt dışı olduğu için sorgusuz sualsiz mutluluktan ölerek yapılan böyle evliliklerin sonu da, ya gerçekten ölerek bitiyor ve kurtuluş olarak görülen yer kişinin mezarı haline geliyor ya da yaşamı elinden alınarak, yaşamları sadece nefes alıp veren, tabiri caizse yaşayan ölüler haline geliyorlar...
Onun için ilk olarak, madde kullanan çocuğu olan ailelere tavsiyem, çocuklarının tedavi edilecekleri ya da onları düzeltecekleri, iyileştirecek yer bir evlilik kurumu değil, profesyonel kişilerden bu konu ile alakalı alacakları yardım ve destektir. Aksi takdirde, ulaşacakları kötü son kişileri yıpratmaktan da ziyade, başka bir hayatı mahvetmenin vicdani bir yükü olarak boyunlarında kalacaktır.
Ve özellikle Türkiye’den yurt dışını bir ‘fırsat’ olarak gören ve çocuğunu gözü kapalı başkasına teslim eden aileler... Unutmayın ki insan bazen yanı başındakini dahi iyi tanıyamaz, uzaktan uzağa kimseden emin olamazsınız...
Sağlıcakla kalın,
Psikolog Kübra Keçeci
instagram:@kubraakececii