Herkese merhabalar,
Hazır ilişkilere dair değerleri sizlere aktarmaya başlamışken, sizlerden de gelen beğeni ve talep üzerine bu ayki köşe yazımda ilişkileri kaleme almaya karar verdim.
Belki eksiklik olarak nitelendiremeyeceğim ancak atlanmaması ve aslında en çok önem verilmesi gereken noktaların başında kişiyi tanımak geliyor bence. Kişiyi iyi tanımak.
Biz özel ilişkilerimizde insanların ismini, nerede oturduğunu, görsellikle alakalı da bir kaç bir şeyi bildiğimizde karşımızdaki insanı tümüyle tanıdığımızı zannederiz. Ancak kişiyi tanımak bu demek değildir.
Kişiyi tanımak, onun neleri sevip neleri sevmediği, nelere karşı öfkelendiği ve bu öfke anında nasıl davrandığı, ailesi, yaşamı, konuşabildikleriniz, tartışabildikleriniz, birbirinize kattıklarınız, size nasıl davrandığı, ortak ya da ayrı noktalarınız, paylaşabildikleriniz ve hatta belki paylaşamadıklarınızdan öğrendikleriniz, duyguları, ilişkiniz için verdiği çabası, sevgisi ve sevgisini size gösteriş biçiminde gizlidir. Kişiyi tanımak; Birinin sevgisiyle ruhunuza dokunabilmesi, sizin de ruhunuza dokunduğunu hissedebilmenizdir.
Bu noktalardan biri ya da bir kaçı atlanarak ilişki ilerlediğinde tüm o görülmeyen, daha
doğrusu çoğu zaman görülmek istenmeyen tüm bu noktalar büyük bir sorun yumağı halinde karşınıza çıkacaktır. Birçok kişinin umudu tabi ki de her zaman partnerinin olumlu yönleriyle karşılaşması, bunun da yüzünde tatlı bir gülümseme, gönlünde hoşnutluk oluşturması yönündedir.
Ancak çoğu flört döneminde yaşanan ilişkilerin, evliliğe gitmiş olanlarının yüzde 90’nında kişiler partnerlerinin flört döneminden çok daha farklı olduğunu savunur ve bunun için kullanılan en klasik cümle, ‘evlilik seni değiştirdi’ dir. Burada değinilmesi gereken, gözden kaçırılan iki nokta var. Birincisi evlilik kimseyi büyük ölçüde değiştirmez, bu durum sadece ilişki döneminizde görmek istediğiniz ve gördüğünüz olmak üzere iki bölüme ayrılır. Bu da evlilik öncesi ve sonrası olarak adlandırılır.
İkinci nokta ise, neden birçok kişi flört döneminde bazı şeyleri görmez? Ya da görmek istemez? Bu her ne kadar geniş bir cevabı içerse de, bunu mümkün mertebe kısa ve sizleri tatmin edici cevaplarla açıklamaya çalışacağım.
1. Eğer kişi sevginin ne demek olduğunu bilmiyorsa, flört döneminde yaşamış olduğu tüm olumsuzluklara göz yumarak, sessiz kalacaktır.
2. Geçecek ümidinin olması. İkinci maddenin aslında birinci ile güçlü bir bağlantısı bulunmaktadır. Birçok kişi merhameti ve vicdanı sevgi ile karıştırır. Merhamet uğruna yürüttüğü ilişkisinin daha sonra sınavı olacağının farkında değildir. Ve buna dayanaraktan kişi kendisine olumluyu görmek için nedenler aramaya başlar. Burada bulduğu en anlamlı neden ise tüm ilişki içerisinde yaşadığı olumsuz durumların evlilikten sonra geçeceği düşüncesidir.
3. Bunun yanında toplum baskısı, kişinin kendine güvenmemesi ya da aşırı güvenmesi vs gibi durumlar da ilişkide etkin rol oynayarak, kişilerin birbirlerini daha iyi tanımadan evliliğe adım atmalarına neden olacaktır.
Bir ilişkinin acı tatlı zamanları olur elbette, evliliğe ‘iyi ve kötü günler’ için adım atılır, baş
koyulur. Ancak bir ilişkinin acı zamanı tatlı zamanından fazla ise ilişkinizi sorgulamanın zamanı gelmiş, belki de geçiyor demektir. Birçok kişi ilişkide yakalayamadığı dengeyi kendi bahaneleri ile bastırmakta ve göz ardı etmektedir. Bu da yukarıda saydıklarımın yanında, karşısındaki kişiyi tanımasına engel olarak ileride onu mutsuzluğa sürükleyecek en temel nedenlerden biri haline gelir. Kişiyi değiştirebilirim umudunun/beklentisinin olması, kişiyi olduğu gibi değil, olmasını istediği kişi gibi görmek istemesi ve belli başlı kalıba oturtmaya çalışması ilişkilerde ve bireye yapılan en büyük hata ve haksıksızlıklar arasındadır.
Bu nedenlerden dolayı flört döneminde birlikte olduğunuz kişiyi iyi tanıyın. Yaşadığınız ilişkilerde ütopist değil daha realist bir bakış açısı kazanmanız gerektiğini unutmayın. Bu
sevginin, aşkın olmaması gerektiğine dair bir uyarı değil, aksine ilişkinizin uzun soluklu, gerçek bir aşkla devam etmesini istiyorsanız; kendiniz olun ve karşınızdakinin de kendisi olmasına fırsat verin, ki daha sonra ‘kişiyi tanıyamayacağınız’ durumlarla karşılaşmayın.
Eğer uyumsuz ve olumsuz bir ilişkiniz varsa, kimseyi değiştirmeye çalışmayın; mutsuzluğu kendinize kader edinmeyin...
Sağlıcakla kalın,
Kübra Keçeci
inst.: @kubraakececii