İnsan bazen, sevdikleriyle arasında görünmeyen duvarlar örüldüğünü hisseder. Bazen ne söyleyeceğini bilemez, bazen de duygularını bastırıp susmayı seçer. Oysa fark edilmeden yaşanan uzaklaşmalar, çoğunlukla sessizliklerde başlar… Bu yazımda, ilişkilerde iletişimin ne kadar hayati olduğunu ve bazen bir kelimenin bile ne çok şeyi değiştirebileceğini kaleme almak istedim.
İletişim denildiğinde, pek çok kişinin aklına önce kelimeler gelir. Oysa ilişkiler söz konusu olduğunda, iletişim sadece sözcüklerle sınırlı kalmaz. İlişkilerde iletişim, birini dinlemek, gerçekten duymak; onu görmek ve anlamak — kelimelerin ötesinde bir bağ kurmak demektir. Yani aslında yalnızca konuşmak değil; karşı tarafın varlığını fark etmek, duygularını hissedebilmek ve o kişiye "anlaşıldığını" hissettirebilmektir. Bu nedenle de, sağlıklı bir ilişkinin temel taşlarından biridir.
Howard Markman, Scott Stanley ve Susan Blumberg’ün yürüttüğü uzun süreli araştırmaları, ilişkilerdeki iletişim kalitesinin ilişki doyumunu da doğrudan etkilediğini gösteriyor. Araştırmalara göre, duygularını açıkça ifade eden, birbirini yargılamadan dinleyen çiftler; ister nişanlı olsun, ister uzun süreli sevgili ya da evli, ilişkilerinden daha yüksek memnuniyet duyuyorlar. Öte yandan, olumsuz iletişim biçimleri, yani suçlayıcı dil, dinlememek, eleştiri zamanla duygusal uzaklık yaratıyor ve ilişkilerin kopma noktasına gelmesine neden oluyor. Bu bulgular bize, iletişimin sadece bir beceri değil, romantik ilişkileri ayakta tutan temel bir yapı taşı olduğunu net biçimde gösteriyor.
Ancak modern toplumda, iletişim gibi temel bir yapı taşı bazen bireysel odaklı ve narsistik yaklaşımlarla zedeleniyor. Özellikle günümüzde sıkça duyduğumuz “Önce sen, sen önemlisin” gibi mesajlar, ilişkilerdeki “biz” duygusunun yerini giderek “ben” duygusuna bırakmasına neden oluyor. Bu durum, ilişkilerin haklı çıkma yarışına dönüşmesine yol açarken, kendi duygu ve düşünceleriyle yoğun şekilde meşgul olan bireylerin ilişkide çaba göstermekten uzaklaşmasına da sebep oluyor.
Bazı kişiler ise öfke ya da hayal kırıklığı yaşamaktan korktukları için içlerine kapanıyor ve iletişimden vazgeçiyor. Elbette bireyin çocuklukta yaşadığı travmaların da bu kopuklukta etkisi büyük. Örneğin; ailesinden yeterince sevgi görmemiş biri, yetişkinlikte başkalarına güvenmekte zorlanabilir ve duygularını da açıkça ifade edemez. Bu da ilişkide kızgınlık, üzüntü, kırgınlık gibi duyguların bastırılmasına, zamanla birikmesine neden olur. Her bastırılan duygu, kişileri birbirlerinden biraz daha uzaklaştırır. İletişim kesilmez belki ama içten içe kırılır. Ya da diğer bir örnek olarak, sürekli eleştirilen bir çocuk, büyüdüğünde eleştiriye karşı aşırı duyarlı olabilir. Bu tür geçmiş izleri, karşımızdakiyle sağlıklı ve açık bir bağ kurmamızı engeller. Yani, kimi zaman suskunluğun sebebi sadece bugünkü problem değil, çocukluktan taşınan yükler olabilir.
İlişkilerde iletişime engel olan önemli problemlerden diğeri, insanların karşısındakini gerçekten dinlemek yerine çoğu zaman kendi söyleyeceklerini düşünmelerine odaklanmaları. Bu durum, öncelikle karşımızdaki kişinin ne söylediğini duymamamıza ve hatta kendi söylediklerimizin bile kalitesiz şekilde karşı tarafa aktarılmasına neden olarak iletişimi zayıflatabiliyor.
Peki, ilişkilerde sağlıklı iletişim nasıl kurulur?
Öncelikle, dinlemek konuşmaktan daha kıymetlidir. Karşımızdakini yargılamadan, savunmaya geçmeden, sadece anlamak için dinlemek… Bu, iletişimin en güçlü adımıdır.
İkinci olarak, açık ve dürüst olmak çok önemlidir. Ne hissettiğimizi, neye ihtiyaç duyduğumuzu ifade ederken suçlayıcı değil; “ben diliyle” konuşmak ilişkiyi güçlendirir. “Sen hep böylesin” yerine, “Bu durum beni üzdü” diyebilmek bile çok şeyi değiştirir.
Üçüncü olarak ise, zamanında konuşmak gerekir. Bir sorunu içe atmak ya da geçiştirmek, onu yok etmez. Tam tersine, büyütür. Uygun zamanda, sakin bir dille ifade etmek, çözümün kapısını aralar.
Ayrıca, haklılık savaşına girmemek, üçüncü kişileri tartışma konusu yapmamak, yeri geldiğinde affedebilmek, kırıldığınızda ilişkiyi onarmaya fırsat vermek ve beklentileri makul seviyede tutmak iletişim açısından önemlidir. Ve ilişkilerde iletişimi güçlendirmek için, önce kişinin kendisiyle iletişim kurması, duygularını tanıması, geçmişten gelen yüklerini fark etmesi gerekir. Çünkü ancak kendini anlayan biri, karşısındakini de anlayabilir. Unutmayın ki, sağlıklı iletişim; mükemmel konuşmalar yapmak ya da tamamen susmak değil, yanlış anlaşıldığımızda sabırla kendimizi yeniden ifade edebilmekten ve samimi olabilmekten geçer.
Sağlıcakla kalın,
Psikolog Kübra Kececi
Ökkeş Toy
CUMHURİYETİMİZ 102 YAŞINDA
H-Karşıyakalı
Eylül Gülüşlü Ekim Düşlü Günler
Kübra Keçeci
“Sustuğumuz Yerden Kırılıyoruz: İlişkilerde İletişim”
Hasan KÖKMEN
AÇTIM YÜREĞİMİ UMMANLAR MİSALİ…
Ferid Turgut
TEKNOLOJİ DEĞİŞİR, İNSAN AYNI KALIR
Güzin Bakışoğlu
Kadim Kent HARRAN
Kudret Erdem
HAYAT ESKİDEN Mİ GÜZELDİ NE !...
Sevgi ERDOĞAN AKYÜZ
Sarı laleler
Mehmet Şaşmaz
2021 MEHMET AKİF VE İSTİKLAL MARŞI YILI
Necati Suözer
AOK Hessen´de üye olanların avantajları.